YEREVAN, 1 NİSAN, ARMENPRESS: Türkolog, akademisyen Ruben Safrastyan, Türkiye'de  yapılan yerel  seçimlerinin ön sonuçlarını Armenpress'e değerlendirdi.

"Türkiye'de yapılan yerel seçimlerinin sonuçları gerçekten de beklenmedikti ve Türkiye nüfusunun yüzde 64'ünün yaşadığı, ülke ekonomisinin yüzde 80'inin üretildiği şehirlerde CHP ve diğer muhalif siyasi güçlerin kazanması ilginç." dedi.

Safrastyan, muhaliflerin son yıllardaki faaliyetlerinden pek memnun olmamasına rağmen muhalefet figürü olan mevcut belediye başkanı İmamoğlu'nun oyların yüzde 51'ini toplayarak yeniden kazandığı İstanbul'daki olaya özellikle vurgu yaptı. İstanbul'un bütçesi 16 milyar dolar, Türkiye için çok büyük bir miktar, dolayısıyla muhalefet bu büyük fonları kendi takdirine göre yönetme olanağına sahip.

"İktidardaki siyasi güç olan Erdoğan'ın partisi daha önce hiç bu kadar acı bir yenilgi yaşamamıştı. Önemli bir durumu dikkate almak gerekir. Yerel seçimleri Türkiye'de bireyin rolünün çok büyük olduğunu bir kez daha gösterdi. Erdoğan'ın konuşma yapmadığı ve kampanya sırasında bulunmadığı yerlerde bu durum oy sayısını etkileyerek iktidardaki "Adalet ve Kalkınma" partisinin yenilgisinin habercisi oldu. İkincisi, özellikle İstanbul'daki oylama sonuçlarını dikkate alırsak, bu şehrin en batılı ve laik sayılan nüfusunun aslında İslamcılara, yani iktidarın politikalarına karşı çıktığını kanıtlıyor. Türkiye'de İslamcılardan bıktılar ve bu durum seçimlerde de dile getirildi." ifadelerini kullandı. 

Türkologa göre komşu ülkede erken cumhurbaşkanlığı seçimi olmayacak ve Erdoğan 2028'deki görev süresinin sonuna kadar görev yapacak. Safrastyan'a göre, muhalefetteki CHP'nin yalnızca laik zihniyete sahip vatandaşlara değil, aynı zamanda İslamcı olduklarını iddia edenlere de güvenmek için siyasette ve genel ideolojide değişiklikler yapmaya çalışacağı bir dönem gelecek. Görüşleri biraz ılımlı ve Erdoğan'ın politikasından şimdiden hayal kırıklığına uğramış durumdalar.

Akademisyen Safrastyan, "Yerel yönetim seçimlerinde ülkenin mevcut mali ve ekonomik durumu da büyük rol oynadı. İnsanlar, Erdoğan'ın liderliğini yaptığı hükümetle yıllardır yürüttüğü faaliyetlerden memnun değil. Özellikle son dönemde ortaya çıkan büyük çaplı dolandırıcılık ve yolsuzluk skandallarının yaşandığı son depremden sonra oldukça fazla şikayet geliyor. Ancak iktidar, ülkede erken cumhurbaşkanlığı seçimi yapılmasına kesinlikle yanaşmıyor. Yerel seçimleri sonrasındaki sessiz dönemi takımlarını güçlendirmek ve sıralamalarını yükseltmek için kullanacaklar. Bir yandan da göreve geldikten sonra siyasetten emekli olduğunu açıklayan, özellikle yeniden seçilme hakkı olmadığı için yerine kimin geçmesi gerektiğini düşünmeye çalışacaklar. Bu nedenle iktidar, bir tanesinde karara varmadan önce önümüzdeki birkaç yıl içinde birden fazla adayı test etmeye çalışacak." şeklinde konuştu. 

Safrastyan'a göre iktidar, 2028 seçimlerinden sonra da iktidarda kalmak istiyorsa, öncelikle mali ve ekonomik alandaki faaliyetlerinden kaynaklanan olumsuz arka planı kırmaya çalışmalı. Özellikle Türkiye'de yoksulluğun eşi benzeri görülmemiş bir seviyeye ulaştığı bir dönemde. Türk lirası giderek değer kaybediyor, insanlar maaşları ve emekli maaşlarıyla normal yaşayamıyor.

"Türkiye'de oldukça ilginç gelişmeler bekleniyor çünkü muhalefet ve hükümet bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçiminde adaylarının kim olacağını arıyor. Komşu ülkenin son otuz yılda yaşamı büyük ölçüde Erdoğan'ın kişiliği tarafından şekillendirildi. Artık siyaset sahnesini terk eden Erdoğan'ın, önümüzdeki genel seçimlerde iktidar kazansa bile yerine kimin geçeceği, iç ve dış politikasını sürdürebileceği sorusu gündeme geliyor." sözlerine ekledi.